Öncelikle Mübarek Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım...maalesef buruk bir bayram yaşamaktayız, gittiğimiz Bayram Ziyaretlerinde ikram edilen tatlılar ne kadar şekerli olsa da boğazımızda adeta düğümlenmekte, acı hissettirmekte.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde Müslümanların maruz kaldıkları baskılar, şiddet ve soykırım hali yüreklerimizi dağlamakta. Yüce Allah'tan bu katiller güruhuna Kahru Perişan eylemesini dilemekten başka da elimizden bir şey de gelmiyor elimizden.
ZAMAN MAKİNESİ 1973 !
Bayram demişken vakit bulup da evde televizyon ekranlarında " Zaman Makinesi 1973 " adlı filme denk geldim. Her ne kadar daha önce izlesem de biraz farklı düşünceler ile baktım ekrana.
Acaba bir zaman makinesi olsa acaba hangi yıla gitmek isterdim? sorusunu sordum kendime...işimiz spor medyası olunca ilk aklıma gelen Beykoz'un profesyonel ligdeki her hangi bir maçına dönebilsem yanıtı oldu.
Mesela şimdilerde Süper Ligde oynayan Karagümrük ile yaptığımız maçlardan birinde olsam, zaman makinesinde o maçta bulsam kendimi dedim.
Sonrasında Atatürk Kupasını aldığımız maçlarda buldum kendimi...zaman makinesinde artık son haklarım kaldı, acaba hangi maçta kullansam, kullansam, ilk maç takibine başladığım Anadoluhisarı Spor Akademisi Stadında buldum bu kez...
Galata ile yapılan maçta...Yalıköylü Rahmetli Bankacı İskender Abimiz Saha Komiseri Beybaba Lakaplı Yaşar Gür amcamızı kızdırmayı kafasına koymuş, muziplik olsun diye " Uğursuz " diye seslenirdi tribünden, Beybaba Yaşar hışımla tribüne dönen bağıranı yakalama derdinde iken İskender abimiz çömelip kendisini gizlemekte...
İskender Abimizin bir başka renkli tribün hali de şöyle idi, Rakip Takım kimse, herkes çöker bağırırdı..." Hoş geldiniz Madridli kardeşlerimiz ! ( Takım rencide etmek istemediğimden böyle uçuk bir sallama yaptım ), rakip takım futbolcuları hayırdır Beykoz taraftarlarının başına taş mı düştü bize hoş geldiniz demekte derken, cümlenin devamı gelirdi, .....nınızı....." ( Burasını anlarsınız )
Maçı kazanınca Rahmetli Hasan Albayrak Abimiz poşetle tribünleri dolaşır, futbolcular galibiyet pirimi olacak parayı toplardı. Sonrasında maçın yorumunu yazmak için vakit geçirmeden Yalıköy yolu üzerindeki dükkanına giderdi. Tabii ki Beykoz Merkeze geldiğimizde bizde orada alırdık soluğu...maç haberi için bir gün sonraki gazeteleri bekleme halimiz olmazdı. İleriki yıllardaki Gazetecilik serüvenimizde ilham kaynağım idi rahmetli.
İSTANBUL'UN FETHİ Mİ DEDİNİZ!
Beykoz maçlarından anılar bitmez...hele ki Karagümrük ile Vefa Stadında yaptığımız maçlarda adeta Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul'u fethettiği günler yaşanır, Edirnekapı surlarından kafamıza taşlar yağar, her birimiz kendimizi Ulubatlı Hasan sanır Allah, Allah Vefa Stadına kadar koşumuzu yapardık. Beyaz Miğferli Toplum Polisleri araya girer biraz nefeslendirdik.
Hey gidi Zaman Makinesi Hey, bu yazıyı yazdığım gün Şahinkaya Mahallemizden Beykoz Futbol Takımı efsanelerinden Şaban Denizmen Abimiz vefat etti, Allah Rahmet Eylesin...bu arada Şahinkaya Sakinleri Beykoz Maçlarının da sıkı müdavimi idi hani...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder