Beykoz’un iki yüzyılı aşan camcılık mirasının ustalar, sanatçılar, deneysel atölyelerle tanıtıldığı “Beykoz Uluslararası Cam Festivali” (17-25 Eylül) Türk Endüstriyel Tasarım Duayeni Prof. Önder Küçükerman’ı ağırladı.
Beykoz Belediyesi’nin ilçenin
köklü ve özgün camcılık geleneğine dikkat çekmek amacıyla UNESCO’nun
“Uluslararası Cam Yılı” ilan ettiği 2022’de ilkini düzenlediği festivalin 2.
günü, Prof. Önder Küçükerman’ın kitap tanıtımı ve Beykozlu sanatçı Tuğba
İşçi’nin “Cam Üzerine Hat ve Tezhip” Sergisi’ne ev sahipliği yaptı.
Beykoz Cam ve Billur Müzesi’nde
yapılan söyleşide Küçükerman, Tarih Araştırmacısı Mehmet Dilbaz’ın keyifli
sohbeti eşliğinde, Beykoz Belediyesi Kültür Yayınları’ndan çıkan “Sanayi
Devrimi’nin Beykoz’daki Ünlü Temsilcileri: Beykoz Camcıları” Kitabı’ndan yola
çıkarak ilçe camcılığına ışık tuttu.
Camcılık Avrupa’yla Yarışmak İçin Kuruldu
Söyleşisine ilçede 225 yıllık
geçmişi olan cam sanayinin doğuşunu anlatan Önder Küçükerman: “Bir yerde,
orman, dere, deniz ve kum varsa orada cam olur. İstanbul’da güçlü akarsu sadece
Beykoz’da var. III. Selim genç ve yenilikçi bir padişah. O tarihlerde bütün
dünyada endüstri devrimi yıldız haline gelmiş ve Avrupay’la yarışmak üzere bu
tesisleri kurmaya başlıyorlar” dedi.
Çeşm-i bülbül adı dönemin şiirinden geliyor
Beykoz Deri Kundura Fabrikası’nin
içinde İtalya’daki Venedik cam fabrikalarına aynısı bir yapının olduğunu
belirten Önder Küçükerman, ilçenin simgesi çeşm-i bülbül ürünlerin devletin
rekabet ve prestij ürünleri olduğunu vurguladı.
Konuşmasında Beykoz’un simgesi
olan çeşm-i bülbül adına da değinen Küçükerman: “Bülbül, Çubuklu gibi güzel
suyu olan ormanlarda yaşar fakat bülbülü yakından görenler bilir, ufacık ve
simsiyah bir gözü vardır. Gül ve bülbül dönemin şiirinin bir sembolüdür.” diyerek
ürünlerin adının bülbülün gözünden değil şiirdeki estetik arayışından
kaynaklandığını vurguladı.
Bir dünya Markası: ŞiŞECAM
Uzun yıllar özgün eserler
tasarladığı ve bugün bir dünya markası olan Şişecam’daki anılarını da anlatan
Küçükerman şekilsiz bir tasarımla yönetime önerdiği “bahar dalı” modelinin
büyük bir başarı yakalayarak şirketin dünyada ilk ve tek uluslararası markası
olduğunu belirtti ve üretimiyle rekor kırdığını söyledi.
Gözyaşı şişelerinin hüzünle alakası yoktur
Beykoz camcılığının ilham aldığı
Akdeniz camcılığıyla ilgili konuşurken gözyaşı şişeleriyle ilgili ilginç bir
bilgiyi paylaşan Küçükerman “Gözyaşında antibiyotik vardır, insanın gözüne
sinek kaçtığı zaman hemen ölür. Eskiden savaşa giderlerken kadınları ağlatır,
gözyaşlarını şişeye alırlar, mızrak gelince yaraya sürerlermiş, düşünüldüğü
gibi göz yaşı şişesinin hüzünle ilgisi yoktur” dedi.
Beykoz Belediyesi’nin düzenlediği
camcılık festivali için teşekkür eden Önder Küçükerman 6 padişah ve 1
cumhurbaşkanı desteği alan camcılığın canlanması için büyük önem taşıdığını
vurguladı.
“Cam Üzerine Hat ve Tezhip”
Sergisi Açıldı
Sanatseverleri camcılık tarihinde
yolculuğa çıkaran etkinlik kapsamında Beykozlu sanatçı Tuğba İşçi’nin “Cam
Üzerine Hat ve Tezhip” Sergisi de ziyarete açıldı.
Güzel yazı ve süsleme sanatını
camla buluşturan serginin açılışını Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Hattat
Süleyman Berk, Prof. Önder Küçükerman, Sanatçı Tuğba İşçi ile sanatseverler
birlikte yaptı.
Türkiye’nin bu alanda ilk eser
veren sanatçısı olan Tuğba İşçi’nin hat ve süsleme sanatını ustalık ve sabırla
harmanladığı sergide 26 özgün eser yer alıyor.
Asırlardan bugüne ulaşan
geleneksel yazı ve tezhibin zarafetini sunan "Cam Üzerine Hat ve Tezhip”
Sergisi 18-25 Eylül tarihleri arasında müzede ziyaret edilebilecek.
Beykoz Belediyesi sergiyi görmek
isteyenler için 15 Temmuz Şehitleri Meydanı’ndan ring seferleri düzenleyecek.
Festivalin 2. gününde Santur
Sanatçısı Sedat Anar da müze bahçesinde dinleti sundu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder