TRT 1 ekranlarında Cumartesi akşamları çok sevilen ve milyonlarca insanın seyrettiği bir dizi var hepimizin malumu Gönül Dağı. Anadolu insanının hayatından kesitlerin sunulduğu, her bölümü merakla beklenen dizide elekle yada diğer adıyla kalburla güneş toplayan bir divane var. Ölmüş eşinin mezarı aydınlansın diye elinde kalburla "tuttum seni attım içeri" diye sağa sola koşarak içeriye sözde güneş topluyor.Ciritçi Abdullah dede gelip, meşgul edip bir şeyler sorunca da " Beni meşgul etme çok işim var " diyerek uyarıda bulunuyor aklınca. Bu diziden alıntı yaparak geniş bir girizgâh yaptım konuya. Farkındaysanız eşimizle, dostumuzla hiç sohbet edemez, iki çift laf edemez olduk uzun süredir. Hep bir işimiz var. Hep meşgulüz dizideki divane gibi.
Eşimizle sohbet etmek istesek şimdi işim var sonra konuşuruz sözleri. Çocuğumuzla konuşmak istesek baba şimdi işim var birazdan konuşalım sözleri. Arkadaşımızla, kardeşimizle konuşacak olsak şimdi meşgulüm sonra konuşalım sözleri.
Nedir bizleri bu kadar birbirimizden uzaklaştıran işler, anlayan varsa bana da anlatsın. Eşten , çocuktan, arkadaştan daha önemli nasıl bir işi olabilir insanın merak içerisindeyim. Hep bir bahane,hep bir umursamazlık aslında yaptığımız.
Saatlerce telefonumuzla, facebook, instagram, twitter'da gezinirken yada boş işlerle uğraşırken vakit buluyoruz ama birbirimizle dertleşelim. Biraz birbirimizi anlayalım, dinleyelim derken vaktimiz yok yada çok meşgulüz.
Aslında insanların hele ki bugünlerde birbirini dinlemeye, anlamaya o kadar çok ihtiyacı var ki. Pandemi bir yandan, hayatın maddi ve manevi zorluğu bir yandan insanı o kadar yalnızlaştırdı, toplumsal hayattan o kadar uzaklaştırdı ki, birbirimize her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunun farkında bile değiliz.
Kendi iç dünyamızda yaşadığımız duyguları, çözülmesi gereken sorunlarımızı en yakınlarımıza açamadığımız için bu sorunları devamlı öteliyor, erteliyoruz. Çözüm yolu bulamadıkça da küçücük sorunlar zamanla adeta dev misali büyüyerek karışmış, karmakarışık olmuş bir ip yumağı gibi çözülemiyor, çözülse de hepimizin ömründen ömürler götürüyor.
Sevgili dostlar hepimizin maddi ve manevi olarak birbirimize çok ihtiyacı var. Sonuçta etten kemikten yaratılan insanlarız. Duygularımız var. Kaygılarımız var. Korkularımız var. Acılarımız var. Mutlu ve mutsuz olduğumuz anlar var. Birbirimizi anlamamız dinlememiz gereken zamanlar var.
Birbirimizden bu kadar uzak olmanın, birbirimizi görmezden gelmemizin yada birbirimizi anlamaktan, birbirimizle birkaç dakikada olsa vakit ayıramayıp konuşmamamızın hiç birimize faydası yok. İnsanların birbirleriyle iletişim kurmasından daha önemli hiç bir işi olamaz. İşler bir süre bekleyebilir ama insanların birbiriyle paylaşacağı duyguları, hisleri, acıları, dertleri bekleyemeyebilebilir.
Şu kısa hayatta birbirimize zaman ayıralım dostlar. Birbirimizden uzaklaşmayalım. Birbirimizi anlayalım, dinleyelim. Bu dünyadan milyarlarca insan gelip geçti. Hiç biri işini gücünü bitiremeden fani dünyadan bir kuş misali uçtu gitti. Onlarda akıllarınca hep meşguldü ama istemeseler de her şeyi bırakıp gittiler arkalarında.
Bizlerde bu dünyadan göçüp gitmeden, hak vaki olmadan hem maddi hem manevi olarak birbirimizi anlayalım dinleyelim ki göçüp gittiğimizde arkamızda kul hakkı bırakmayalım.
Unutmayalım acılar paylaştıkça azalır. Sevinçler paylaştıkça çoğalır.
Sevgiyle, duayla ve muhabbetle kalın. Vesselam.
Yazı : Ümit YILMAZ
15 Mart 2022 Salı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder