Gün geçmiyor ki, CHP zihniyetini açığa vuran bir hadsizlikle karşılaşmayalım. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in meclis toplantısında, Şişli, Beykoz ve Kâğıthane’de yaşayan vatandaşlarımızla ilgili kullandığı ifadeler, tam bir hadsizlik örneğidir. Şükrü Genç, “Şişli, Kağıthane ve Beykoz”da yaşayanlar Sarıyer’in yanında çoban ya” sözleriyle, aklınca diğer ilçelerde yaşayanları aşağılamış, kendi ilçe sakinlerini övmüştür. Bu aslında CHP’nin parti olarak takındığı tavrın ifadesidir.
Yıllar evvel televizyon ekranlarında, “Dağdaki çobanla benim
oyum bir mi?” diyenle, “Halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremedi”
diye manşet atan gazetenin ötekileştirici ve üstten gören anlayışının devam
ettiğinin tescilidir.
Bu zihniyet, bu memleketin mayasını yoğuran nesillerin
emeğinin, alın terinin ve can veren yiğitlerinin aziz hatıraları üzerine
kurulduğunu unutmuştur.
Anadolu’nun bozkırlarından, dağlarından emeklerle kurulan
cihan devletini saran yedi düvele karşı, ana çocuk, genç yaşlı, 7’den 70’e topyekûn
verilen mücadele sonucu kazanılan haklarla göreve gelen bu kişi, kendi halkına
hakaret etmekte bir beis görmemektedir.
Çobanlık bizim kültürümüzde baş tacı edilmiş bir hayat
biçimidir. Peygamber mesleği, dervişlik geleneğidir. Her ne kadar şehirlere
taşınıp, binalarda oturuyor olsak da, hürmetimizi hiçbir zaman eksik
etmeyeceğimiz kutsal bir görevdir.
Dağlarımızda, meralarımızda, çobanlarımızın dolaştığı
inancıyla biz kendimizi güvende hissederiz. Onların kirlenmemiş duyguları ve
irfanından alacağımız nasihatler sayesinde, geleceğimize güvenle bakarız. Çoban
diye aşağılamak sizin sözde elitliğiniz, sözde üstünlüğünüze yakışan kirli bir
anlayıştır. Sayın Başkan, sizin üzerinizdeki makyajı kazısak altından kim bilir
ne çıkacak?
CHP’nin kendisini elit diye tanıtan seçkinciliği, maalesef
yıllar geçse de düzelmeyecek bir hastalıktır. Bu garabet tutumu, son yıllarda
popülist yaklaşımlarla gariban edebiyatı yapan parti yöneticilerinizin, göreve
geldiğinde sergileyeceği yaklaşımın itirafıdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, acaba bu sözlerle
ilgili gereğini yapmak üzere harekete geçecek midir? Yoksa başka bir suni
gündem yaratma peşine koşup, unutturmayı mı tercih edecektir? Beykoz’un CHP ve
İyi Parti yöneticileri, bu hadsizlikle ilgili tepkisini ortaya koyacak mı?
Yoksa onlar da bu hadsizliği sineye mi çekecek?
Hatırlatmak gerekir ki, Beykoz tarihi ve kültürüyle
medeniyetler beşiği kadim şehir İstanbul'un, Boğaz’ın incisidir. Burada
yaşayanlar, ekmek parası için Anadolu’dan göçmüş, yıllarca bu vatana hizmet
etmiş, memleketin sanayisini, kalkınmasını, güvenliğini temin etmek için alın
teri dökmüş ve can vermiştir. Kağıthane de Şişli de bizim için aynı değerde,
aynı gönül mesafesindedir. Biz insanları partilere göre ayırmıyoruz. Bizim hikâyemizde
çoban da baş tacıdır, mal sahibi de baş tacıdır. Biz insanları sınıflara, sahip
olduklarına göre değil, insanlığına göre tarif ederiz. Bu sözlerin sahibi Şükrü
Genç, bizim için tasnif etmeye bile tenezzül edemeyeceğimiz bir yerdedir.
Kendisini bu sözlerle ilgili özür dilemeye ve helallik istemeye davet ediyoruz.
MUHAMMED HANEFİ DİLMAÇ
AK PARTİ BEYKOZ İLÇE BAŞKANI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder