9 Temmuz 2021 Cuma

HEY SANA SÖYLÜYORUM DOSTUM...ÇOK SENELER GEÇTİ DÖNEN YOK SEFERİNDEN BİLİYOR MUSUN?


Yerel anlamda bir medya organı temsilcisi olmak o kadar sıkıntı verici ki...yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsen sakal misali...ha bir de tam karşına tükürsen Ya Rabbim şükürcüler var ki o da ayrı konu...

Meslekteki 30 yılımıza girmeye az bir zaman kaldı...yazdığım her yazıdan, yaptığım her haberden keyif alma gayretinde oldum...sevmeden, istemeden, birilerinin hatırı için yaptığım haberler oldu mu oldu...

Tamam bizim branşımız, alanımız spor olsa da biz de bir Beykozluyuz, Beykoz'da yaşıyoruz...yaşadıklarımız, gördüklerimiz var...bazı şeyleri görmezden bilmezden de gelemiyoruz sonuçta...

Emekli olduktan sonra biraz kulvar değişimi de olmadı değil...günlük hayattan, etkinliklerden haberlerimiz de sayfalarımızda çıkmakta. Peki bu işten kazancımız var mı? 25 sene bazı istisnalar dışında olmadı...emekli olup tamamen bu işe dönünce bir iki sadık dostumuz, abimiz reklam katkısında bulundular.

Dönem, dönem karınca kararınca katkılar da olmuyor değil...izlenme takip oranımız Beykoz'da hatırı sayılı bir konuma gelince kurumsal anlamda da reklamlar gelmeye başladı...

Her gazeteye verilen reklamlar bunlar...bizim gazetemiz olmasa da hatta kurmayı hiçbir şekilde düşünmesek de sitemize reklam verilmeye başladı. Gerek Beykoz Belediyesi, gerek se de Ak Parti İlçesinden her gazeteye verilen ve kimsenin de almam demediği reklamlar bizde çıkınca, vay partili, vay yandaş yorumlarının da muhatabı olmuyor değiliz.

Hiçbir partiye üyeliğim yok...Beykoz Spor Kulübü Derneği Kongre Üyesiyim, Rüzgarlıbahçespor ve Beykoz Masterler Sk Üyeliklerim Yönetimde görev alanım da var.

Ne baba tarafından Kastamonu Derneğine, ne anne tarafından Trakyalılar derneklerine gidip gelirim, hatta ne zaman üye olmuşum oralara diye de bazı kongre zamanları gelen mesajlar sonrası düşünüp dururum.

Kendime ait haber sitelerim var...Beykoz Havadis ve Beykoz Haber 1908...diğer yandan ERHA BEYKOZ ( Ercan Haber Ajansı ) diye de 2009'dan beri bir markam var...

Bugün birçok yayın organı hep eklemeler yapar...ajansı, ajans gibi ekleri künyelerinde görürsünüz...bu tanımın asıl anlamı kendine özel haberi değişik medya organlarına, talep edenlere aktarma olsa gerek.

Değişik Dönemlerde Anadolu Ajansı ile anlaşmalarımız oldu, sportif faaliyetlerden aktarımlarımız yayınlandı. Geçen sezon TRT Spor 2 Kanalı için çalışma yaptık mesela , maçlardan haber görüntüleri röportajlarımız sezon boyunca çıktı kanalda.

Acaba diyorum hatta bırakın dememi  birçok dostum da var değişik ilçelerden kentlerden, bu işi Beykoz dışında hangi ilçede yapsa maddi-manevi ihya olurdun demekteler hep...

Meslekte 30 Yıla girmeye hazırlanırken şunu açık yüreklilikle söyleyeyim ne arabam var ne de bisikletim....İstanbul Kart ile gidip geliyorum haberlere.

Beykoz tuhaf bir ilçe, gerçi Türkiye'de belki de yüzlerce ilçede tuhaflıkları görmek yaşamak mümkün. İlk önce 250 binlik Beykoz'da ön planda olan 50-60 kişilik bir grup var, hadi spor anlamında da beni buna dahil edin...gocunmam...

Her bir makam, mevkii sanki birileri tarafından birilerine verilmekte...bir mevkiden düşen futbol tabiri ile olsun Süper Ligden, TFF 1.Liginden düşen Bölgesel Amatör Ligden başlıyor yeniden bir hırs ile...işin tuhafı bu ligden düşenler kısa zamanda yeniden Süper Lig maçlarına dahil olurken, bir tek Beykoz Spor Kulübü atamıyor Süper Lige kendini!!!

Beykoz ile ilgili proje üreten, bir fayda sağlama niyetinde olan, insanların yararına olacak birkaç kelime konuşup hayata geçiren maalesef yok...herkes sahip oldukları makamı koruma derdinde...oradan ayrılmak zorunda olursa işte o görülmez el gelip başka makama getirmekte bu bulunmaz hind kumaşlarını!!!

Beykoz'da aman benden çıkmasın, ben konuşmamayım diyen ama arkada fırtınalar estiren durgun su, tatlı su kurnazları var...hele ki falanca Belediye Yönetiminin zamanı dolsun, falanca derneğin kongresi gelsin diye işi zamana bırakan bu kurnaz taifenin yaptığı verdiği zararı kimse vermedi Beykoz'a...

Sonuçta sıklıkla söylediğim bir şiir sözlerine düşer aklım...çok seneler geçti...çok seneler geçti...dönen yok seferinden...

Ey dostum, arkadaşım seferden döneni gördün mü hiç? tabii ki az çok o seferin ne olduğunu tahmin ediyorsunuzdur...ahiret seferi...

Değerli dostlar yaş oldu 52-53...ben Beykoz'da kendi alanımda ön planda olmak istemiyorum, varsa bu işe talip olacak gönüllüler gelsin önümüzdeki spor sezonunda tüm ayrıntıları, spor medyasının özelliklerini, maç takibini, yazı yazmasını, resim çekmesini öğretmeye hazırım...

Artık huzur, sakinlik arıyorum...kalan ömrümüz kimseyi kırmadan, hakkına girmeden, Allah'ın rızası kapsamında sürdürmek faydalı işler yapmak istiyorum...para, pul, makam, mevkii istemiyorum...

" Talip sen bu işte bir numarasının, teksin " diyerek pohpohlanmak istemiyorum...yoksa eleştirdiklerimden ne farkım kalır...ben bu işe öncülük ettim gerisi gelsin, spor medyasında birçok kişi isim olsun, başarılı olsun elimden gelen her desteği vermez isem namerdim...

Ben " Tek Adam " olmak istemiyorum...bu ana kadar da maalesef 1 kişi kapımı çalmadı, abim bu işi öğret diye...haa bu işten para kazanır mıyım, beni çevrenle tanıştır, bir kulübe at, bir takıma gönder yeter diyen çok kişi oldu o ayrı konu...yemek var mı yemek diyen enteresan dostlarım da yok değil...

Evet Beykoz için ne dedik, yaklaşık 50 tane isim tarafından işgal ediliyor gündem, Beykoz'da işsizlik varmış, Beykoz'da köylerde herkes tarla, bahçelerini satmakta ya da satmak için alıcı beklemekte, tarım alanları villa, konak olmakta deyince bırak bunu Meyve Bahçemiz var Meyve diye cevap verecekler çok...

Bir değerli büyüğüm demişti...Bu Beykozlular var ya Beykozlular Kapı Gıcırdasa oynar durur...aynen öyle gerçi kapı gıcırtısı yerini bol rakamlı etkinlik organizasyonlarına evrildi ya o da başka konu. Tek Fark Beykozlu sanatçıların da nimetten yararlanmaya başlaması, ki anaların ak sütü gibi de helal olsun...

Ha burada biraz duralım, ben yıllarca her belediye döneminde istisnalar hariç yerel sanatçıların desteklenmesi gerektiğini, anlı şanlı sanatçılara para kaptırılmaması gerektiğini söyledim, yazdım...

Hatta Beykoz Belediye Başkanı seçilmeden Yerel Medya ile yaptığı bir toplantı esnasında bunu tüm arkadaşlarımın yanında dışarı çıkarken ayaküstü söyledim Aydın'a..." Başkanım artık yerel sanatçılarımızı görmek istiyoruz, onlara uygulanan vetolar artık kalksın " diye...sonuçta bizim de katkımız, olmuş ise ne mutlu bana, ha bu işi için emek harcayan katkıda bulunan herkesi de takdir ederim bu böyle biline.

Bugün hep daldan dala atlayarak sohbet edecek gibiyiz...gelelim hem daldan dala, hem de makamdan makama atlayanlara...bunlar içinde birçok sevdiğimiz muhabbetimiz olan kişiler olsa da yazmadan duramazdım....

Bir, iki yetmez, dört beş altı olsun diye başlayan Beşiktaş Tribünlerinde bir zamanlar efsaneleşmiş beste vardı, İnönü Stadındaki maç takibimde olsun, taraftar olarak olsun çok duymuşumdur...Metin, Ali Feyyaz....un, Beşiktaş'ım şampiyon olsun ile devam eden besteden bahsediyorum...

Bir, iki 3 makam yetmez, dört, beş 6 olsun...diyenler var maalesef...yahu sizlerin hiç aile hayatınız yok mu? nereden buluyorsunuz 4 makamla uğraşmaya vakit...

Siz bu isimleri çok iyi biliyorsunuz, Falanca Parti İlçe Bakan ve Yöneticiliği, falanca Belediye Başkanı döneminde makam koltuğu işgal ederken görülmekte iken  görev süreleri mecburen!!! dolunca hop başka makama...

Yahu sen İktidar Partisinde yıllarca bayrak, pankart asan genç kardeşim, yaşın ilerledi neden o makamlara sen geçemiyon? falanca memleket derneğinde yıllardır görev yapan isimsiz kahramanlar, sen neden yılların ardından o dernekte Başkan olamıyorsun? Yıllarca ilçe merkezinde çay dağıtan amca, bacım senin hakkın değil mi bir Meclis Üyeliği? nedir kardeşim bu işin ölçüsü değerli ilçe başkanları? Sen 20 yıldır Beykoz'da çöpleri süpüren temizlik işçim senin artık temizlik işlerinde bir şef olman gerekmiyor mu ki dışarıdan atanıp duruyor...

Ölçü gelip duruyor ki her işte her makamda öncelikli aranan şey paran olacak? ya da arkanda dayıların, memleketlin...ben bu güne kadar bu yaşıma geldim, çöpçülükten ( Lise hatta üniversite mezunu olsalar dahi ) Belediye Meclisi Üyesi ne gördüm ne duydum, hatta Temizlik İşleri Müdürü varsa siyaset tarihçilerinden bekliyorum bana yazsınlar. Ha bunu iş emek, alın teri mücadele bilem ne diye kelime pazarcılarına da soruyorum...

Bir de şu konu var...falanca yardım derneğinde başkanlar, yönetim kurulu üyeleri, değişik kategorilerde, mesela en insani konu olan anlı şanlı derneklerde Arama Kurtarma işleri ile meşgul olanlar, deprem olduğu zaman omuzundaki reklamlar ile boy gösterenler belli bir para, ücret kazanıyor mu? yoksa gönüllü mü yapıyor...falanca-filanca derneğin yardım gönüllüsü olanlar cevaplarsa sevinirim...bu işi hakkı ile yapanları tenzih ederek yazıyorum...o dernek binasında her türden görev yapan maaş ücret alıyor mu? yoksa işten, sosyal hayatından arta kalan zamanında insani, vicdani, dini imani bir görev mi üstleniyorlar? Ben kuyuya bir taş attım çıkarması muhataplarına düşer...

Bu arada şu yardım, insani işlerde de reklamları katmasanız olmaz mı? falanca ünlü sanatçıyı sosyal duyarlılık adına özel eğitime muhtaç, engelli insanlar ile bir araya getirdikten sonra gerçekten de bir yardım falan geliyor mu? ya da o sanatçılara geniş zamanda konser sözü vererek farklı bir karşılık mı oluşuyor?

Mesela Rüzgarlıbahçe Spor Kulübündeki hizmetten haberiniz var mı? sizin getirdiğiniz sanatçı gibi değil birkaç saat sadece bir yavrumuz ile meşgul olan Bayram Taşkıranlardan haberiniz var mı? hem de bunun sertifikasını da almış Bayram kardeşimizden...2 koli su alıp götürmüşlüğünüz var mı oraya? ey Beykoz'u yönetenler birkaç dakikalık uğramak ile olmuyor bu işler....yoksa bana yıllardır uygulanan şey gibi, aslanım, koçum diyerek sırtı mı sıvazlanıyor sadece...

Sen Zeki Başkan ( Hadi onu da katalım ki katmadan olmaz) neden Başkanlığı bırakıp kalan ömründe, alacağın para ile dört dörtlük bir hayat sürmüyorsun...değer mi bu kadar yıpranmaya, çileye, küfüre hakarete...hazır para da teklif edilmiş iken...sen kendi alacağını al çekil kenara gelenler muhatap olsun diğer alacaklarla.

Hadi ilk sen örnek ol ki seni binlerce kişi uğurlayalım, Beykoz Stadından Beykoz Meydanına omuzumda taşımazsam namertim...

Yazımın sonuna gelirken, bundan sonra yukarıda bir cümlemde de ifade ettiğim gibi daha taş atılacak o kadar kuyu var ki ? hele biz taşları biriktirelim öncelikle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder