1990-91 Sezonunda TFF 2.Lignden Küme düşen Beykoz'un TFF 3.Liginde bir sonraki sezon yani 1991-92 Sezonunda ortaya koyacağı performans merak konusu idi...
Beykoz takımı için zor geçen bir sezon idi 90-91 Sezonu...bir sezon önce takımın yıldızlaşan ismi olan Bulgaristan Göçmeni Mecnur Çolak komik bir rakama Sarıyer'e gitmiş idi. Rahmetli Bora Öztürk ile başlayan sezon Güngör Sürel'in Teknik Direktörlüğünde kapanmıştı. O sezondan akılda kalan iki başarılı isim ise Ersin Şenyurt ile Rahmetli Cihan Karaca'ydı.
1991-92 Sezonu öncesinde Stoper Yaşar Elmas Jübile ile futbola veda ederken, Kaleci Cengiz Birgen, Tolgay Kerimoğu, Santrafor Levent, Rambo Hasan ( Fındık ), Suat Ak gibi takımda ilk 11'de yer alan birçok futbolcu artık yoktu.
Galata'dan Rahmetli Cem, Anadoluhisarı'ndan Osman Turut ve Gökhan Kalkavan, Paşabahçe'den İhsan Eken, Bursa Karacabey'den Ahmet Bağcıoğlu gibi yeni futbolcular kadroya dahil edilmişti.
Sezonun ilk maçı için Pendik deplasmanına giden takımımızda ideal kadro hazırlık maçları sonrasında ortaya çıkmış idi...Kalede Münir Dinler, Sağda Selman Çolak, Solda Ersin Şenyurt, Stoper ve Liberoda Ertun Acarsoy ile Erdal Özşan yer alırken orta saha ise İhsan Eken, Dursun Karabacak, Osman Turut ve Rahmetli Cihan Karaca'dan oluşmuş, forvete ise Rahmetli Cem Çıtak ve İsmail Koyutürk vardı. İlk maçtan 2-0'lık mağlubiyet ile dönüldü.
Beykoz tribünleri sezona kötü başlanmasından dolayı üzgün idi...dört gözle ikinci maç olan iç sahadaki Adapazarı karşılaşması beklenmekteydi. Bu maçta Rahmetli Cihan Karaca attığı 3 golle yıldızlaşırken diğer golde ise Gaziosmanpaşaspor'dan alınan Hakan Eraslan'nın imzası vardı.
Beykoz taraftarları bu galibiyet sonrası üçüncü maç olan Kastamonu deplasmanı için hazırlıkları başlamıştı bile. Takımın Teknik Direktörü Rahmetli Erdem Erem bundan sonra puan kaybetmeye tahammülümüz yok, Adapazarı maçının morali ile Kastamonu'ndan da galibiyetle döneceğiz diye mesaj vermişti.
Kastamonu uzak bir deplasman idi o günler için...bozuk yolları ve masraflı bir deplasman olacağından 46 kişi ile meşhur 302 Otobüsüne binip yola çıkıldı. Taraftarlardan aklımda kaldığı kadarı ile Abim Muammer, Pastaneci Bayram, Burak Işıldar, Tapucu İlhan Abi, Kuaför Orhan Kara, Murat Arı ve Babası Rahmetli Mustafa Arı , Erol Tetik, Ali İhsan, Rahmetli Zeynel, Rahmetli Orhan, Belediyeci Vahit, Akbabalı Ömer Kaboğlu, Paypay, Ekrem Abi, Aga Mustafa ilk hatırıma gelenler...
Neyse mola vere, vere vardık Kastamonu'na...tabii ki taraftarın genel yapısı belli...Kastamonu Merkezden geçen bir dere mi kanal mı ne vardı...tipik bir Anadolu kenti olduğundan bizim Paypay, Aga ve birkaç kişi bu derenin üstünde kurulu köprülerin birinin altında nevaleleri ile mekan yapmışlardı.
Biz birkaç kişi merkezde dolaşıyoruz, Baba Memleketine de ilk kez geldiğimiz için de heyecan da yok değil. Aklımda kalan Abdurrahman Paşa Camii önündeki meydanda bir tane kibrit çöpünün olmayacak derecedeki temiz hali idi.
Bizim takım merkezde otelde kamp yapmakta...yanlarından geçtik içeride yemek yiyorlardı...kısa bir tezahürat hali yaşandı, akıllardan geçen bizleri de bir yemeğe çağırsalar idi...cebimizde yola parasından arta kalan birkaç simitlik harçlık kalmış. Tabii ki kulüpte zor günler yaşamakta, mecburen kafalar çevrildi...bizlerde bir üzüntü var ki sormayın gitsin...kızan, eden alkolünde etkisi ile bizi neden davet etmiyorsun diye sallayanlar, küfredenler...
Biz o dükkan senin, bu meydan benim dolaşıp vakit öldürürken karınlardan da guruldamanın biri gidiyor, biri geliyordu...mümkün olduğunca o simitleri geç yeme niyetindeyiz...olmayacak şey oldu, dönemin Belediye Başkanı Rahmetli Faruk Nuhoğlu İstanbul'dan gelen misafirlere bir sorun bir ihtiyaçları var mı? diye haber yollayınca bir yemek yesek iyi olur cevabını verdik de onca kişiye kim yemek ısmarlar...
Hiç unutmam bizleri aldılar Belediye'nin Yemekhanesinin olduğu yanında da itfaiye binasını çok iyi anımsarım götürüp bir güzel karınlarımızı doyurdular. Bugün olmuş hala bu anı aklıma gelince rahmetle anarım Faruk Başkanı.
Neyse yemek için sayı alıyorlar da bizden birkaç kişi ortalarda yok...yukarıda da yazdığım gibi, Paypay, Aga ve birkaç kişi yoktu aramızda ki nerede olacaklarını da tahmin edebiliyoruz.
Karınlar da doyduktan sonra maç saati de yaklaştığından vardı Kastamonu Gazi Stadında içeri alındık...davullar, bayraklar, flamalar, atkılar bereler...hayda baktık içeri alınmak için sıraya giren Paypay ve Aga'yı alkollü oldukları için stada sokmamışlar, maç sonuna kadar bir yerde misafir edecekler !!! bağrış çağırış onları da kurtardık artık Gazi Stadında marşlar, türküler, şarkılar başlamıştı...
Beykoz Takımı on biri sahaya çıkıp ısınmaya başlamıştı...Kalede Münir Dinler-Selman Çolak-Erdal Özşan-Ersin Şenyurt ( Ahmet Bağcıoğlu ), Ertun Acarsoy-İhsan Eken-Dursun Karabacak-Hakan Eraslan-Mustafa Aydın-İsmail Koyutürk-Rahmetli Cihan ( Rahmetli Cem Çıtak )
Daha ne oldu demeden 6.Dakikada Kastamonu Takımı Ayhan'ın golü ile 1-0 öne geçti...tribünler daha da bir yüksek sesle moral derdinde...Haydi Haydi Haydi Allah Aşkına...tabi diğer bölümü biraz dokunaklı olunca Kastamonu tribünlerinden, hemşerilerimden de aynı karşılık geldi...atışmalar başlamıştı artık...
Maçın 17.Dakikasında bizim yetenekli forvetimiz İsmail Koyutürk durumu eşitleyen golü kaydetti. Artık daha atak oynamaya başlamıştık...nitekim 23.Dakikada Hakan Eraslan ile gelen golün ardından öne geçtik. Herkes bir birine sarılmakta...neşemize diyecek yok, o da ne daha 5 dakika geçmeden Hakem Kastamonu Lehine bir penaltı kararı vermez mi...tribünlerin şekli değişti, Maçın Orta Hakemi Kenan Altınsaat'in kulakları çınlamakta!!!.
Kastamonuspor Kaptanı Türker'in kaydettiği penaltı golü sonrasında devre 2-2 beraberlikle kapandı. Yol yorgunluğu, maç stresi derken açıkçası bir hayli uykumuz da gelmedi değil...15 dakikalık ara boyunca konuşulan konu hakemin verdiği penaltı kararı idi...gerçi bariz de olsa bir yine suçu hakeme atıyorduk ya orası da başka konu...
İkinci yarı başladı...iki takım da artık kontrollü gelmekte...biraz uyutan bir futbol ortaya çıktı...ta ki 70. Dakikadaki atağımıza kadar, yetenekli forvetimiz Mustafa Aydın ile beklenmedik anda bulduğumuz gol ile hep birlikte tellere hücum edip kutlama yaparken, aşırıya da kaçında birkaç cop da yemedik değil. Olsun gol de geldi ya...geçmek bilmeyen bir 20 dakika yaşadık.
Kastamonu Türküsünde ifade edildiği gibi Manda nasıl yuva yapardı Söğüt Dalına ama biz Gazi Stadına yuvayı çoktan yapmıştık. Bedavı mı sandın golü atıp aldım, tridine tridine tridine bandım...
Son düdüğün ardından Kastamonu Gazi Stadı kutlamalarımıza şahitlik etmekte idi...sonradan işittik ki o ana kadar bu kadar kalabalık maç izlemeye İstanbul'dan gelen takım olmamış.
Bizim emektar 302 Mercedes Otobüs sanki fabrikadan yeni çıkmış gibi şahlanıp yola koyulduk...İstanbul'a kadar kaç kez ihtiyaç !!! molası verdik ne siz sorun ne de biz söyleyelim...
Bir başka renkli maç anısında buluşmak üzere...
Talip Ercan / 26 Nisan 2021 Pazartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder