Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu Semih Kuru (28) çocukken içinde yeşeren girişimcilik sevdasıyla uluslararası bir firmadaki mühendislik kariyerini yarıda bırakarak istiridye mantarı üretimine başladı. Beykoz’da kurduğu 3 serayla çiftçiliğe adım atan genç girişimci talebe yetişemeyince 2 yeni sera daha kurmak için kolları sıvadı.
2017 yılında Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden
mezun olan ve İstanbul’da uluslararası bir firmada “iş analisti” ve “çözüm
yöneticisi” olarak çalışmaya başlayan
Semih Kuru, işinde hızlı adımlarla yükselse de ofis ortamında aradığı mutluluğu
bulamayınca çocukluk hayallerinin peşinden koşuyor.
Çocukken üretime meraklı olan 8 yaşında ranzasına
ışıklandırma sistemi kuran, oyuncak arabasının motorunu söküp pervane yapan
Semih Kuru, doğası ve havasıyla çok sevdiği memleketi Kastamonu’ya benzeyen
Beykoz’da mantar yetiştirmeye başlıyor.
Beykoz Belediyesi’nin desteğiyle kent tarımı alanında son
yıllarda atılım yapan Beykoz’da, az sayıdaki mantar üreticisinden biri olan
Semih Kuru, sektörde henüz 6 aylık bir geçmişi olsa da sektöre yönelik araştırmaları,
azmi ve ilçenin sağladığı pazar avantajıyla kısa sürede hedeflediğinden çok
daha fazla üretim yapmayı başarıyor.
4 Yıllık Araştırma
Şehre yakın konumuyla ilçeyi tercihinden dolayı memnun olan
Semih Kuru: “10 yıl kadar topraksız tarım, hayvancılık alanlarında, 4 yıl kadar
da istiridye mantarı alanında araştırma yaptım. Endüstriyel ve teknik bilgiye
sahip olduğum için mantar üretiminde karar kıldım. Şehir hayatı, üretimi ve
doğayı çok seviyorum, Beykoz hem doğaya
hem de şehre çok yakın, insana dokunabileceğiniz bir yer. Mantar hassas bir
ürün, dalından kopardığımda kısa sürede taze taze pazara gönderiyorum.” diyor.
60 Ton Hasat Bekliyor
Çavuşbaşı’ndaki bin 600 m2’lik alanda 3 serayla işe başlayan
Kuru: “Seralarımdan beklediğimden iyi verim aldım. İstiridye mantarının pazar
talebi de oldukça fazla. Mevcut seraların yanına 2 yeni sera daha kurmak için
hazırlıklara başladım. 5 serada yıllık 50-60 ton üretim hedefliyorum. Tarım, işçilik
gerektiren bir alan. Projem tamamlandığında ilçede istihdam da sağlayacağım.”
şeklinde ekonomiye yapacağı katkılardan bahsediyor.
Teknik Bilgi Önemli
Seracılıkta teknik bilginin son derece önemli olduğunun vurgulayan
Kuru: “Sıcaklı ve nemi çok iyi ayarlamanız gerekiyor. Ortamdaki havayı sürekli
kontrol etmeniz, gerekirse bir laboratuvar ortamı sağlamanız şart. Bu koşulları
elde etmek için çeşitli otomasyon teknolojilerinden yararlanıyoruz” diyerek sera üretiminin olmazsa olmazlarını
anlatıyor.
Kuzu Eti Gibi
Lezzetli
Lezzetiyle sofralarda son yıllarda kendine yer bulan
istiridye mantarının sağlıklı, besleyici ve düşük kalorili bir besin olduğunun
altını çizen Semih Kuru, artan pazar talebinin sırrını ise şöyle açıklıyor:
“İstiridye mantarı protein bakımından zengin ve doğal lif kaynağı, tadı da kuzu
etiyle aynı diyebiliriz. Aslında
tüketiciler sağlığa yararını gözetseler de daha çok lezzetine göre seçim
yapıyor. Kalorisi ve yağ oranı düşük bir ürün olduğu için diyet yapanlar
tarafından da sıklıkla tercih ediliyor.”
Anadolu’nun Bereketi
Beykoz’da Var
Beykoz’un kent tarımı için biçilmiş kaftan olduğunun
kendisinin de doğru seçim yapmış olmanın karşılığını kısa sürede aldığını
vurgulayan Kuru: “Anadolu’nun bereketi, geniş tarım arazileri Beykoz’da var. Sulu
tarım yapsaydım köyleri tercih ederdim. Seramdan müşterilerimi hiçbir zaman boş
göndermedim. Mantarım olmadığı zaman diğer seralardan kamyona yükleyip satış
yapıyorum. Girişim yapmak isteyenlere cesur
olmalarını tavsiye ediyorum.” diyerek sözlerini noktalıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder