Geçen de de ifade ettiğim gibi hayatımızda 52 yılı geride bıraktık...çok acı günlerim de oldu, sevinçli de...geçenlerde hayat hikayemden biraz aktarım yapmış idim...bu yazımda o yazıma ilave olacak eklemeler yapacağım...
Bilenler bilir Beykoz'da sıkı kitap okuyucuları arasında görürdüm kendimi...dikkat ederseniz, görürdüm dedim...ne yazık ki son birkaç yıldır iyiden iyiye İnternet Siteme odaklanmış durumdayım...oysa yeni dönemde ortaya çıkan birçok kitap oldu, kitapçı, kitapçı dolaşmama da gerek yok, bir İnternet tıklamasına bakıyor iş...
Birkaç sene önce her ay birkaç kitap bitirirken şimdilerde neredeyse yıla denk getiremeye doğru olumsuz bir süreci yaşıyorum. Oysa okumak insanı fazlası ile geliştirir, cümle kurmada güzel noktalara getirir, her şeye peşinen inanmayı engeller, araştırmaya, öğrenmeye sevk eder...
Bugün toplumumuza bakığımızda doğru dürüst cümle kuramayan, iki kelimeyi yan yana getiremeyen bir nesil ortaya çıktı...bir şey sorsanız, açıklama yapmadan kısa net cevap veren, evet ve hayır diyen bir genç nesil...
Evlerde iki kelime konuşulamaz oldu, İnternet başında geçen zamanların ortaya çıkardığı beyin yorgunluğu gençlerimize sirayet etmiş durumda, " Kalk şu camı kapa, bir bardak su getir, televizyonu kapat, ışığı yak " dendi mi oflayıp, puflayan bir nesil...
Hele ki şu pandemi sürecinde sabahlara kadar İnternette oyun oynayan, öğlen güç bela kalkan bir nesil...okumak mı, onlar için okumak, İnternet oyununda okunacak birkaç satırdan ibaret...
Şöyle bir araştırma yapılmış mıdır bilmem ancak, Türkiye'de Kitap Okuyanların sayısı son yıllarda müthiş derecede azalmış durumda gibi...okul kitaplarını bile okumayan, sadece İnternette çıkabilecek sınav sorularını ezberlemekle meşgul bir gençlik...
Bizim ilgi ve iş alanımıza bakacak olursak, çocuk ve gençlerimiz spor ile meşguller, hiç olmazsa o anlarda kafaları iyi, meşgul düşüncesinde iken o durum da ortadan kalktı gibi...sanki arayıp da bulunamamış bir fırsat, sanki bir piyango çıkmış gibi bilgisayar oyunlarına koşan bir yeni nesil...
Şahsen ben belli görüş, düşünce kitapları arasına sıkıştırmadım kendimi...Uğur Mumcu'da okudum, Necip Fazıl'da, Necip Hablemioğlu'da okudum, Osman Yüksel Serdengeçti de, Kuran-ı Kerim'de okudum, Atatürk'ün Nutkunu da, Recaizade Mahmut Ekrem'in Araba Sevdasını da okudum, Dostoyoski'nin Suç ve Cezasını da...
Günlük gazeteleri fikir, düşünce farkı gözetmeksizin yıllarda okudum, Akit'te Okudum, Cumhuriyette, Radikal'de Okudum, Yeni Şafak'ta, Gündüz'de Okudum, Yeni Çağ'da...ya oysa şimdi...geçenlerde eczaneden aldığım Şeker Ölçüm Cihazının nasıl kullanılacağını bile okumadan annesinden sebep yıllardır kullanmasını bilen bizim hanıma bıraktım...
Çok şükür ki, geçen Ramazan Ayında Mübarek Kitabımız Kuran-ı Kerimin Türkçe Mealini Okudum, 4 Halife Dönemini Okudum, bu arada Ahmet Mithat Efendinin birkaç romanını çıkardım arada...kitap olmasa da 3-4 ay boyunca gazeteleri taradım, okudum Beykoz Spor Kulübü ve diğer Beykoz Haberlerini ortaya çıkarıp sizlere aktarmak için...
Hem okudum, hem de yazdım dedik yazı başlığımızda, şimdilerde işin hem de yazdım kısmındayım...kafamda verilecek o kadar çok kitap ismi var ki...yahu eskiden takvim yapraklarını okurduk o da elimizden gitti, 365 günlük sayfaları içeren takvimleri alan bile yok, yoksa da atılmış bir köşede durmakta...
Yazıyorum öyleyse varım......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder