11 Mayıs 2020 Pazartesi

BEYKOZ " KUNDURA SİNEMA " 10 KISA FİLMİNİ İZLEMEYE AÇTI

Kundura Sinema tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını döneminde, “İçeriden Bir Gezinti” başlığı altında bir araya getirdiği 10 kısa filmi internet sitesi üzerinden izleyicileri ile
buluşturuyor. Bu özel kısa film seçkisiyle uzun süredir evlerinde kalan izleyicileri farklı coğrafyalara doğru yolculuğa çıkarmayı amaçlayan Kundura Sinema, tüm takipçilerini düşünsel doğa ile ilişki kurmaya ve içlerindeki gizli odayı keşfetmeye davet ediyor.

Bugün itibariyle (11 Mayıs), 11 Haziran tarihine kadar www.beykozkundura.com adresi üzerinden yayınlanacak olan seçki ücretsiz izlenebilecek. 

Detaylı film programını ekteki bültende paylaşıyoruz. 

Kundura Sinema genel görselleri için BU LİNKİ ve kısa film programı görselleri için BU LİNKİ ziyaret edebilirsiniz. Görselleri kullanırken künye bilgisi vermeye özen gösterelim.

KUNDURA SİNEMA İLE KARANTİNAYA KISA BİR ARA Kundura Sinema tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını döneminde hazırladığı “İçeriden Bir Gezinti” başlıklı kısa film seçkisini internet sitesi üzerinden izleyicileri ile buluşturuyor. Bu özel kısa film seçkisiyle uzun süredir evlerinde kalan izleyicileri farklı coğrafyalara doğru yolculuğa çıkarmayı amaçlayan Kundura Sinema, tüm takipçilerini düşünsel doğa ile ilişki kurmaya ve içlerindeki gizli odayı keşfetmeye davet ediyor.
Her kısa filmde bir yeni dünya! Uluslararası Cannes Film Festivali, Locarno Film Festivali ve Uluslararası Toronto Film Festivali (TIFF) gibi dünyaca ünlü film festivallerine kısa film dağıtımı yapan Square Eyes’ın seçkisinde yer alan kısa filmler arasından “İçeriden Bir Gezinti” başlığı altında bir araya getirilen 10 kısa film, Türkçe altyazı seçeneği ile Türkiye’deki izleyicileriyle buluşuyor. 11 Mayıs - 11 Haziran tarihleri arasında, www.beykozkundura.com adresi üzerinden yayınlanacak olan seçki, ücretsiz izlenebilecek

“İçeriden Bir Gezinti” Kısa Film Seçkisi Hollandalı yönetmen Douwe Dijkstra’nın 2016 yapımı, 16 dakikalık kısa deneysel belgeseli Green Screen Gringo izleyicileri kargaşanın eksik olmadığı Sao Paulo’nun enerjisi yüksek sokaklarına götürüyor. 2011-2016 yıllarında devlet başkanlığı görevinde bulunmuş Dilma Rousseff’in yaptığı yolsuzluklar nedeniyle görevden alınıp yerine Michel Temer’in getirildiği,
Brezilya’nın politik olarak en çalkantılı dönemlerini anlatan bu deneysel belgesel siyasi gerginliğin sokaklara yansımasını ve Brezilya halkının adalet ve eşitlik anlayışını anlatıyor. Yönetmenler Ivete Lucas ve Patrick Bresnan, prömiyerini 2017 yılında Toronto Film Festivali’nde yapan Roadside Attraction isimli 9 dakikalık kısa filmiyle seyirciyi Florida’nın en popüler bölgelerinden Palm Beach County’e götürüyor. ABD devlet başkanlarını taşıyan meşhur Air Force One uçağını görüntülemek ve ona bu denli yakın durabildiklerini sosyal medya hesaplarında gösterebilmek isteyen yüzlerce kişinin bu çabasını oldukça absürt ve eğreti bulan yönetmenler, yaklaşık sekiz saat boyunca meraklı kitleyi kayıt altına alıyor ve ortaya 9 dakikalık Roadside Attraction isimli kısa filmini çıkarıyor. Hollandalı yönetmen Sebastian Mulder, 2012 yapımı Nature: All Rights Reserved isimli 22 dakikalık kısa filminde modern toplumun günlük hayat akışında iç içe olduğu doğa simülasyonlarını örneklendiriyor ve seyircinin zihnine birtakım sorular düşürüyor: Yapay doğa, şehirli bireyleri ne kadar tatmin ediyor? Gerçek doğanın yerini alabiliyor mu ya da ilerleyen zamanlarda alabilecek mi? Bireylerin şehir hayatının olağan akışı içinde her geçen gün doğadan biraz daha koptuğu, yapay doğa üretebilmek için gerçek olanı nasıl tahrip ettiğine dair bu kısa film önemli bir hatırlatma yapıyor.
Prömiyerini 2018’de Venedik Film Festivali’nde yapan 18 dakikalık L’été et Tout Le Reste kısa filminde yönetmen Sven Bresser izleyicileri Fransa’nın güneydoğusunda yer alan büyüleyici plajlarıyla ve bakir doğasıyla ünlü Korsika’ya davet ediyor. Yaz aylarında turistlerin vazgeçilmez adresi olan bu adanın yaz sezonunun kapanmasından sonraki dönemine ışık tutuyor ve adada kalan yerli halkın kısıtlı imkanlarla yüzleşmesini Marc-Antoine ve Mickael isimli iki gencin gözünden anlatıyor.
Hollandalı yönetmen Noël Loozen, uluslararası prömiyerini 2016’da Berlin Uluslararası Film Festivali'nde yapan 10 dakikalık kısa komedi filmi Spoetnik’te klasik bir “ilk görüşte aşk” hikâyesini absürt ögelerle birleştirerek anlatıyor ve seyirciyi gerçekle hayal dünyası arasında gidip gelen bir yolculuğa çıkarıyor. Samimi, fakat gerçek üstü anlatımıyla dikkat çeken film, seyircide masalsı bir tat bırakıyor.
Yönetmen Wouter Stoter, 2015 yapımı 9 dakikalık kısa filmi A Day Off’ta 40 yaşında evli ve üç çocuk babası bir erkeğin izin gününü konu alıyor. Sahip olduğu “aile babası” etiketinin getirdiği yaşam tarzının ağırlığı ve inkarı karşısında çaresiz kalan bir adamın trajikomik hikayesi bu kısa filmde izleyici ile buluşuyor.
Bosna-Hersekli yönetmen Ena Sendijarević’in 2013 yapımı 10 dakikalık kısa filmi Travellers Into The Night, seyirciyi yol üzerinde bir benzin istasyonuna davet ediyor. 50’nin üzerinde festivale konuk olan bu kısa film ıssız bir benzin istasyonunda tek başına çalışan bir kadının gece yarısı rutininin bozulmasını konu alıyor.
Yunan yönetmen Jacqueline Lentzou, prömiyerini 2017’de Berlin Uluslararası Film Festivali’de yapan 11 dakikalık kısa filmi Hiwa’da seyirci ana karakter Jay’in hüzünlü ve biraz da sıkıntılı rüyasına konuk oluyor. Jay’in gözünden takip edilen rüyada yönetmen,şiirsel bir üslup benimserken birçok toplumsal konuya gönderme yapmaktan da geri durmuyor. İzlandalı yönetmen Victor van der Valk, 29 dakikalık 2014 yapımı Onno the Oblivious filminde seyirciyi anlaşılması ve adının konması zor bir hissiyatın içine davet ediyor. Takılıp kaldığı bu duygudan kurtulmak ve diğer herkes gibi olmak isteyen baş karakter Onno, geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyor; içinde bulunduğu bu tuhaf hissiyatın ne zaman, nerede ve nasıl başladığının arayışına giriyor. Prömiyerini 2014 yılında San Sebastian Uluslararası Film Festivali’nde yapan film, seyirciyi Onno’nun peşinde cevapsız onlarca soruyla baş başa bırakıyor. Yönetmen Nathalie Crum, 2014 yapımı 17 dakikalık Homeland belgeselinde gitme ve gidenin ardında kalma hallerini şiirsel bir üslupla ele alıyor. Gidenin ardından oluşan boşluk ne kadar sürer? Arkada kalan, gideni ve onunla ilgili düşüncelerini her an yanında taşımaya devam ettikçe, giden gerçekten gitmiş sayılabilir mi? Tüm bu sorulara sessizce yanıt arayan film, seyirciyi de bilinmezliklerle dolu bu sorgulama haline dahil ediyor ve arayışını çok daha anlamlı kılıyor.
Instagram - @kundurasinemasahne Twitter/Facebook- @kundurasinema


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder