Beykoz Belediyesi’nin “Hafızayı Diri Tutmak-15 Temmuz Milli Duruş” konferansında
konuşan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa
Çalışkan : “Darbe fikri
Çin’deki virüs gibi bulaşan bir virüs. Unutkan bir milletiz, ülkemiz için önemli
tarihleri sık sık hatırlamamız gerekir.” dedi.
15 Temmuz demokrasi
direnişinde kilit rol oynayan Mustafa Çalışkan darbe gecesinde şehrin korunması
için aldığı kritik kararları anlattı, tespitleriyle darbe öncesi, darbe
gecesi ve sonrasına ışık tuttu.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde yapılan programı,
Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Beykoz AK Parti İlçe Başkanı Muhammed
Hanefi Dilmaç, Beykoz Emniyet Müdürü Hüseyin Güleç, ilçe protokolü ve
vatandaşlar ilgiyle izledi.
İlk olarak
darbenin tarihine değinen Çalışkan “Darbe fikri Çin’deki virüs gibi bulaşan bir
virüs. Darbe İttihat ve Terakki zamanında dışarıdan gelmiş ve maalesef ordunun
da darbe hoşuna gitmiş. 1960 darbesinde halkın seçtiği iyi veya kötü bir
hükümeti indirip başbakan asmak apayrı bir şey. Üç beş asker bir araya gelip
bunu yapmış olamaz. Dışarıdan bir akıl var, o yapıyor. Darbeler halk tarafından
gittikçe daha çok kabul görüyor. 1980’de darbe yapıldığında rahmetli annem
sevinmişti. 1980’de günde 15-20 kişi ölüyordu. Ölenler çoğunlukla o neslin,
eleştirel düşünebilen önemli ve parlak gençleriydi. Bir nesil böylelikle
kayboldu” dedi.
Mustafa Çalışkan: “FETÖ Dünyayı
Dizayn Etmeye Soyunmuş”
Çalışkan darbenin
teşkilat boyutu hakkında ise: “15 Temmuz ülkemizi 6 ay geri götürdü. 15 temmuz
öncesini düşündüğümüzde birçok patlamalar ve can kayıpları olmuştur. Bunlarla
insanlara ‘biz güvende değiliz’ algısı oluşturulmaya çalışıldı. Tam bu tür
sıkıntıların ardından darbe olunca darbe zaten gerekliydi söylemi oluşturulmaya
çalışılıyor. Neyse ki devletimiz bunu önceden tespit etti. Terör örgütleri bir
kişiyi iki üç yıl eğitir. FETÖ adamlarını 30-35 yıl emek veriyor. Askeri okul
öğrencisini tüm kariyeri boyunca kontrol ediyor. FETÖ, üyelerinin kiminle
evleneceğini, nereye tayin olacağını çocuğunun adının ne olacağına kadar abilik
ablalık sistemiyle kontrol altında tutuyor.” şeklinde konuştu.
FETÖ’nün
mantığı hakkında ise: “FETÖ yapılanması kendilerince dünyayı dizayn etmeye
soyunmuş, Türkiye yansa ne olur diyen bir yapı, bunları destekleyenlerin kim
olduğu belli. Bizim devletimizin temsilcilik açamadığı yerler onlar okul
açmışlar, Afrika’dan Sibirya’ya kadar teşkilatlanmışlar. FETÖ örgütünden çıkan
biri yaşarken bitiriliyor. Sosyal ve ekonomik olarak ayakta duramıyor.” diyerek
tespitlerini paylaştı.
Mustafa Çalışkan: “Hiçbir Polis
Silahını Teslim Etmeyecek”
Darbe
gecesini aldığı kritik kararları aktaran Çalışkan: “DAEŞ’le ilgili operasyon
hazırlığı yaparken darbeyi haber aldık. Telsizden askerin polislerin silahını
topladığını duydum ve şu emri verdim; hiçbir polis silahını teslim etmeyecek
gerekirse kullanacak. Bu emir o atmosferin etkisiyle ulaşılmıştır. Yakın
korumam Münir Alkan şehit oldu.” ifadelerini kullandı.
Darbe gecesinde
kurulan iletişim üzerine: “Beni arayan milletvekillerine ve diğer üst
yetkililere ‘Bu polis marifetiyle durdurulabilecek bir şey değil bunu ancak
insan seli durdurabilir,’ diyerek kendi teşkilatımı ve etrafımdaki insanları
yönettim.” dedi.
İstanbul’un
önemini, “Eğer vatan emniyet müdürlüğü ele geçirilseydi gücümüzün yarısı
giderdi. İstanbul’un güvenliği Türkiye’nin güvenliği” cümleleriyle ifade eden
Mustafa Çalışkan, katılımcıların sorularını yanıtladı.
Program
sonunda katılımcılara Mustafa Çalışkan’ın “15
Temmuz Kıyam(Et) Gecesi ve Milli Vuruş” isimli kitabı hediye edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder